Takıntı (OKB) Testleri
Obsesif Kompulsif Bozukluk nedir?
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) tedavisi mümkün olan nörodavranışsal bir bozukluktur. Bilişsel davranışçı terapi çocuk ve ergenlerdeki OKB tedavisinde etkinliği kanıtlanmış bir tedavi yöntemidir.
Takıntı (OKB) kimlerde görülür?
Obsesif Kompulsif Bozukluk kadınlarda ve erkeklerde eşit oranda görülmekle beraber genelde ilk önce çocukluk çağında, ergenlikte ya da erken yetişkinlik döneminde 20’li yaşlarda ortaya çıkar. OKB hastalarının üçte biri ilk belirtilerini çocukluk döneminde yaşamaya başlarlar. Olguların yarısından fazlasında belirtiler ani başlar. Stresli yaşam olayları da hastalığın başlamasını kolaylaştırmaktadır. Hastalığın gidişi değişkendir, belirtiler zaman zaman görülüp yok olabilir, zamanla hafifleyebilir ya da giderek kötüleşir.
Araştırmalar OKB’nin ailesel yatkınlığı olabileceği göstermektedir. Obsesyon ve kompülsiyonlar, belirgin bir sıkıntıya neden olur, zamanın boşa harcanmasına yol açar. (günde en az bir saatlik zaman alırlar), ya da kişinin olağan günlük işlerini, mesleki görevlerini ya da olağan toplumsal etkinliklerini önemli ölçüde bozar. Obsesyon Türkçe karşılığı olarak saplantı, takıntı, takınak gibi sözcükler kullanılır. Kompulsiyon Türkçe karşılığı olarak zorlantı sözcüğü kullanılmaktadır.
Obsesyon tipleri nelerdir?
Bulaşma obsesyonu
Kişi dokunduğu, oturduğu yerden ya da giydiği giysiden kendisine zarar verecek, kirletecek bir şey bulaşmış olabileceği obsesyonuna kapılır. El sıkışınca, paraya dokununca, kapıyı tutunca vb. temas ettiği nesne ya da canlıdan kendisine mikrop, sperm, idrar ya da dışkı gibi vücut atıklarının bulaşabileceği şekilde obsesyon ortaya çıkar. Tuvalete girdiğinde giysilerine idrar sıçramış olabileceği, bulaşık ya da çamaşır makinesinin kirlileri iyi yıkmamış olabileceği, market rafından aldığı gıda ya da benzeri nesnenin kutusuna daha önce dokunan birinden herhangi bir şey bulaşmış olabileceği gibi çok çeşitli bulaşma obsesyonları görülür. Bulaşma obsesyonu ortaya çıktığında kişi kendisini ya da o nesneyi yeniden belli sayıda yıkamak için karşı koyamadığı bir dürtü hisseder. Örneğin; altı kere vücudunu sabunlar, tam durulanırken gerçekten altı kez sabunlandığından emin olmaz ve yeniden altı kez sabunlanmak zorunda hisseder.
Kontrol etme obsesyonu
Anahtarı yanıma aldım mı, ocağı kapattım mı, fişi çektim mi gibi bir eylem ya da davranışı yapıp yapmadığından emin olamama obsesyonudur. Kontrol etme obsesyonu olan kişi emin olamadığı eylemi tekrar tekrar kontrol etmek zorunda hisseder. Kontrol etmediğinde, giderek yoğunlaşan anksiyete duygusu yaşar.
Simetri, düzen obsesyonu
Belirli ortam, nesne ya da durumların simetrik bir şekilde olması gerektiği obsesyonu ya da bir eylemin belirlenmiş bir sırada yapılması gerektiği obsesyonu olarak görülmektedir. Masanın üzerindeki eşyalar belirli bir düzende durmazsa çalışmaya başlayamama ve sürekli o düzeni korumaya çalışmaktan işi yapamama olarak ortaya çıkar.
Dini obsesyonlar
Dindar bir kişinin ibadet sırasında aklına günah olduğunu düşündüğü şeylerin gelmesi şeklinde görülmektedir. Örneğin; bu düşünceler namaz sırasında gelirse, kişi yoğun anksiyete ve suçluluk duygularıyla birlikte, namaza yeniden başlamak zorunda kalır, bazen namaz saatlerce sürer.
Cinsellikle ilgili obsesyonlar
Sıklıkla kişi için kabul edilemez, ayıp günah olarak değerlendirilen cinsel eylem ya da düşüncelerin akla gelmesidir. Yakınlarıyla cinsel ilişki, karşısındaki kişinin cinsel organına baktığının sanılacağı korkusu, çırılçıplak soyunup sokağa çıkma, eşcinsel olma ve benzeri tarzda olabilmektedir.
Saldırganlık obsesyonları
Genellikle kendisine, çok yakınlarına ya da başkalarına zarar verecek bir eylemde bulunabileceği şekilde ortaya çıkar. Çocuğunu, eşini, anne babasını yaralayabileceği, öldürebileceği şeklinde görülür. Bazen kişi bu düşüncelerini eyleme çevirebileceğinden o denli korkar ki, evdeki tüm kesici aletleri ortadan kaldırabilir. Saldırganlık obsesyonları kişinin kendisine zarar verebileceği şeklinde de olabilir. Kendisini pencereden dışarı atacağı, arabaların önüne atlayabileceği, kullandığı arabayı bir yere çarpacağı şeklinde görülebilir.
Takıntı (OKB) gidişat belirleyicileri nelerdir?
İyi gidişat belirleyicileri;
- Sosyal ve iş yaşamının iyi olması
- Zorlayıcı çevresel faktörlerin varlığı
- Belirtilerin döngüsel olması
Kötü gidişat belirleyicileri;
- Kompulsiyonlara boyun eğme
- Hastalığın çocukluk döneminde başlaması
- Garip kompulsiyonların varlığı
- Hastane yatışı gereksinim duyulan olgular
- Eşlik eden majör depresyonun varlığı
- Gerçek dışı boyutta inanışlar
- Eşlik eden kişilik bozukluklarının varlığı
- Ailede başka bir psikiyatrik bozukluğun varlığı
Obsesif Kompulsif Bozukluğun Tedavisi
Obsesif Kompulsif Bozukluk uzun süreli ve zamanla iyileşme dönemleri gösterebilen bir hastalıktır. İlaçla ve psikoterapiyle tedavisi mümkün olmakla beraber İlaç tedavisive kognitif-davranışçı psikoterapinin birlikte kullanıldığı durumlarda çok iyi sonuçlar alındığı görülmüştür. Diğer psikoterapötik yaklaşımların tersine kognitif davranışçı terapinin OKB tedavisinde daha etkili görülmüştür. Psikiyatrik ilaçlarla ilgili yanlış inanışlar bir çok hastanın bu ilaçları kullanmaktan kaçınmasına ya da ilaçları doktorun önerdiği dozdan daha düşük dozlarda ya da daha kısa sürelerle kullanmalarına neden olmaktadır bu durum OKB tedavisinin güçleşmesine neden olur. OKB’nin ilaçla tedavisinde temel olarak antidepresan grubu ilaçlar kullanılır. Bu grup ilaçlarla ilgili Türkiye’de çok yanlış bir inanış vardır. Bu ilaçların ‘’uyuşturucu’’ olduğu, alışkanlık, bağımlılık yaptığına dair inanışlar hastaların bu ilaçları kullanmaktan kaçınmalarına neden olmaktadır. Bu alanda günümüzde yapılan çalışmaların sağladığı bilimsel veriler; medikal (tıbbi-ilaç) ve psikoterapi (bireysel ve grup halinde içgörü, davranış değişimi vb. amaçlar taşıyan görüşmeye dayanan tedavi şekli) uygulamaların bir arada kullanımının OKB tedavisinde iyi sonuç verdiğini ve OKB’yi iyileştirdiğini göstermektedir.