Kişilik Testleri
Geçmişten bu yana insanları anlamak ve tanımak adına kişilik ile ilgili birçok tanım ve sınıflandırma yapılmıştır. Psikiyatrinin gelişim sürecindeki her kuram kişiliği kendi açısından tanımlamış ve değerlendirmiştir ardından Uluslararası sınıflama sistemleri, DSM ve ICD ile birlikte araştırmacılar daha yaygın ve ortak bir dil kullanımına yönelik çalışmalar içerine girmişlerdir.Diğer bir taraftan Kişiliğe yönelik çalışmalarda ve klinik uygulamada kategorik ve boyutsal yaklaşımlar en temel farklı yaklaşım biçimleridir. Kategorik yaklaşım kişiliğe birbirinden farklı sınıflardan oluşan dikotomilerle yaklaşırken, boyutsal yaklaşım kişiliğin belli boyutlardan oluşan bir yapı olduğunu öne sürerek bu boyutlar temelinde kişiliği anlama ve tanımlamayı amaçlamıştır.
Kişilik nedir?
Bireyi diğer bireylerden ayırt eden, tutarlı olarak sergilenen, bireye özgü özellikler bütünüdür. Dolayısıyla kişilik gelişimi, bireyin sosyal ve fiziksel çevresi içinde tutarlı olarak gösterdiği kişilik özelliklerinin oluşumudur. Kişilik gelişiminde, doğuştan gelen; genlerle, kuşkusuz ana babalardan çocuklara geçen özelliklerle beraber çevresel etmenlerde etkili olmaktadır.
Kişiliğin Değerlendirilmesi
Kişilik bozukluklarının ölçümü ve sınıflandırılmasındaki yaklaşım üç grupta değerlendirilebilir. Bunlar;
1. Kişinin kendisinin işaretlediği ve öz değerlendirme yaptığı sorular (Kişi soruları doğru-yanlış yada derecelendirme biçiminde işaretler.)
2. Yapılandırılmış-yarı yapılandırılmış görüşmeler (Deneyimli ve eğitimli görüşmeciler kişilerle yüz yüze görüşür.)
3. Kişinin yakın çevresinden birisi ile görüşmedir.
Kişilik Gelişimi
İnsan gelişimi fiziksel, zihinsel, sosyal ve ahlak gelişimi gibi çeşitli temel boyutlardan oluşan karmaşık bir süreçtir ve her bir boyut arasında karşılıklı bir ilişki bulunmaktadır. Gelişimin bazı yönleri kalıtımdan bazı yönleri de çevreden etkilenirken, birçok yönü ise her ikisinden de etkilenmektedir. Kişilik gelişiminde, doğuştan gelen genlerle yani ana babalardan çocuklara geçen özelliklerle çevresel etmenler etkili olmaktadır. Kısacası genetik etkenler daha çok çocuğun potansiyelinin belirlenmesinde ön planda iken, çevresel faktörler de bu potansiyelin kullanımına yöneliktir.
Genetik etkenler arasında anne babanın zekâ düzeyleri, kişilik özellikleri, becerileri; çevresel etkenler arasında da beslenme ve beş duyu ile elde edilen deneyimlerin yanı sıra çocuğun içinde doğduğu aile ve özellikle de ilk yıllarda ana baba gelmektedir. Bunun yanında kişilik gelişiminde çevre, kişiliğin ilerde alacağı şekli belirleyen çok önemli bir etkendir. Davranışçı okula üye psikologlara göre insan tabiatı esnek, yumuşak olup bulunduğu çevreye göre şekil alır. Bununla beraber yine özellikle kişilik gelişiminin büyük ölçüde biçimlendiği çocukluk yıllarında anne babaların çocuklarına karşı uyguladıkları tutumlar önem kazanmaktadır. Çocuğun büyümesiyle beraber çevresel faktörler değişmeye ve genişlemeye başlamakta, ailenin etkisi azalırken; zira arkadaş çevresi, okul, öğretmen, kültür ve sosyal yapı gibi diğer psikososyal değişkenlerin etkisi artmaya başlamaktadır.
Kişilik, devamlı gelişme eğilimindedir. Dolayısıyla gelişimin amacı olgun ve dengeli bir benlik geliştirmektedir. Bu da yapısal ve çevresel faktörler arasındaki etkileşimin sonucu olarak çeşitli süreçlerden geçerek çocuğun işlevlerinin değişmesi ve artmasıdır. Bununla birlikte Ergenliğin sonlarına kadar devam eden kişilik gelişimi, duygu, düşünce davranış boyutlarında bireyin tutarlı ve bütünlük sağlayan bir yapıya ulaşması ile oluşmuş sayılmaktadır. İçinde çatışmaları daha az ve dengeli olduğunu düşündüğümüz bu yapı, zaman sürecinde değişikliklere uğramasına rağmen temel özelliklerini sürdürme eğilimindedir
Kişilik Gelişiminde Anne ve Babanın Etkisi
Hem Anne hem Babaların çocuk yetiştirme tutumları, onların nasıl bir kişiliğe sahip olacağının belirlenmesinde şüphesiz önemli bir yere sahiptir. Pek çok araştırmacı kişinin yaşamındaki en önemli kişilerin annesi ve babası olduğunu, anne ve baba ile iyi bir ilişkinin genç ve erişkin ruh sağlığında belirleyici rol oynadığını belirtmiştir. Anne babası ile sağlıklı ve doyurucu ilişkileri olan kişiler aile dışındaki çevre ve arkadaşları ile daha kolay istendiği yönde ilişkiler geliştirebilmektedirler. Bu nedenle anne babaların çocukları ile olan ilişkileri ve onlara nasıl davrandığı önemlidir.
Çocuklar hem genel birtakım tutumları, hem de özel bazı davranışları, anne-babayı gözleyerek öğrenirler. Bir erkek çocuk babasını gözleyerek erkek gibi davranmayı öğrenir. Annesini model alan bir kız çocuğu da, bir kadın gibi davranmayı öğrenir. Kısacası, örnek alma süreci içindeki çocuklar, anne babanın birçok kişilik özelliğini taklit ederken, ahlaki ve kültürel değer ve standartlarını da benimsemektedirler. Farklı anne baba tutumları çocuklara içinde yaşadıkları aile ortamı ile sosyalleşme imkanı vererek, çevreye karşı nasıl bir tepki geliştirerek, problem çözme ve yaklaşımları ile ilgili öngörüleri de sunmaktadır. Çocuklar böylelikle bir prototip içinde gelecekte yaşayacakları dünyaya hazırlanmaktadırlar.